18 Mar, 2021

SERTİFİKALI ve ARILI DOMATES

18 Mar, 2021

Yazan: Hakan Oran

Bugünlerde sosyal medyada bir reklam izliyoruz. ‘’Sertifikalı ve Arılı Domates’’ diye.

Gözünüze çarpanlarınız olmuştur.Esas itibari ile Kıbrısta ilk halka açık şirket olan UNICAP’ın ürününün tanıtımı yapılıyor.

İlk çok ortaklı şirket olması. İlk projelerinin Topraksız serada tarım olması ve ilk ürününde Domates olması önemli.

Daha önceki konu ile ilgili bir makalemde şirketle ilgili bilgi vermiştim. Bugün bu projenin Çevre boyutuna değineceğim. Daha doğrusu üretimi yapılan ürünün sağlığımız açısından faydalarına.

Çevre bozulmaları artık eskisinden daha çok gündelik yaşamımızı etkiler oldu. Küresel iklim değişikliği ,hava ,su ,toprak kirliliği bugün insan sağlığının bozulmasının daha çok hasta olmamızın en başta gelen etkenleri.

Günümüzde toprakta ağır metal kirliliğide önemli çevresel problemlerden birisi. Ağır metallerin toprakta birikmesinin sadece toprak verimliliği ve ekosistem fonksiyonları üzerinde değil aynı zamanda besin zinciri yoluyla havyan ve insan sağlığı üzerinde de önemli etkileri olduğunu söylemeye gerek yok.

Bunu artık bilmeyende yok.

Bu konuda biraz bilimsel olacak ama bilgi vermemde gerekli.

Bitki bünyesine ulaşan ağır metaller bitkilerin fizyolojik aktivitelerini engellemekte, verimliliklerini azaltmakta ve ölümlerine neden olmakta dolayısıyla ürün kalite ve miktarının azalmasına yol açmaktadır.

Bitkilerin ağır metal toksisitesine karşı toleransları bitki türüne, element türüne, strese maruz kalma süresine ve strese maruz kalan doku veya organın yapısına bağlı olarakta değişmektedir.

Bu nedenle ağır metalin tür ve miktarı, yarayışlılığı, zararın şiddeti ve türü ayrıca zarar oluşum sürecinin bilinmesi bitkilerin gelişimi ve canlılığı açısından oldukça önemlidir.

Günümüzde, endüstriyel faaliyetler, motorlu taşıtların egzozları, maden yatakları ve işletmeleri, kentsel atıkların gübre olarak kullanımı, kimyasal gübre ve pestisit uygulamaları, atık su ile yapılan sulamalar ve arıtma çamuru uygulamaları ile önemli miktarda ağır metal toprağa ulaşmaktadır.

Ağır metallerin toprakta birikmesi sadece toprak verimliliği ve ekosistem faaliyetleri üzerinde etkili olmayıp, bitki bünyesindeki fotosentez, solunum, büyüme ve gelişme gibi birçok metabolik olayları etkilemeleri nedeniyle bitki sağlığını, bozulan besin zinciri nedeniyle de hayvan ve insan sağlığını önemli düzeyde etkilemektedir.

Ağır metal birikimi görülen topraklarda insanların yürüme veya çalışması esnasında bile cilt teması, solunum, yetiştirilen sebzelerin yenmesi yollarıyla ağır metaller insan bünyesine ulaşır.

Toksik düzeydeki ağır metallerin insan bünyesinde birikmesi sonucunda, metalin türüne ve miktarına bağlı olarak insanlarda kusma, kanama, sarılık, kansızlık, böbrek yetmezliği, akli bozukluklar, deri lezyonları ve kırılgan kemik yapısı gibi birçok sağlık bozukluğu görülebilmektedir.

Çevre örgütlerinin ve çevreye duyarlı kesimlerin artması ve baskı unsuru olması ile ülkemizde de bir çevre farkındalığı oluşmaya başladı. Fakat yeterli mi.

Çok açık söylüyorum. Yeterli değil.

Yaşamın hiçbir alanında bunun tatmin edici sonuçlarını göremiyoruz.

Ne halkın çevre sorunlarına karşı duyarlılığında nede yönetenlerin çevre konusundaki ciddiyetlerinde.

Uzun yıllardan sonra artık Tarım dairesi haftalık olarak gıda analiz sonuçlarını açıklıyor.

Su tahlilleri yapılıyor ve bunlar halk ile de paylaşılıyor.

Fakat tatmin edici mi.

Değil.

Tarım dairesinin halk ile paylaşılan gıda analiz sonuçlarında limit üstü çıkan ürünlerin imha edildiğinden yada ürünün toplanmasının ertelendiğinden bahseden açıklamalarda ne yazık ki imha edildi denilen ürünü markette görünce açıkçası yapılan açıklamalara çokta güven kalmıyor.

Ürettiği ürününde limit üstü kalıntı çıkan üreticilerin isimleri açıklandığı gibi ürünleri imha edilenlerin imha görüntüleri de paylaşılmalıdır ve hatta marketlerde satışı yapılan ürünlerin üzerinde korkmadan tüketilebilecğini belirten imgeler analiz sonuçları vs. yer almalıdır ki bu konuda kaybolan güven tesis edilebilsin.

İşte bu gerçekleşinceye kadar gıda güvenirliği yüksek, tükettiğiniz zaman sizi kanser dahil birçok hastalıkla karşı karşıya getirmeyecek ürün ihtiyacı ile karşı karşıya getiriyor.

Bu gıdayı sizin için üretecek güvenilir firmalara.

İşte KKTC ‘nin ilk halka açık Şti. UNICAP ve ilk yatırımları ‘Teknolojik serada topraksız tarım’ bu amaçları ilke edinerek hayata geçmiş.

Neden Domates derseniz sağlıklı bir ekosistemde sağlıklı canlılar olarak yaşamımızı sürdürmek için mücadele eden bir çevre aktivisti olarak önemli derim.

Bırakın teknolojik serada topraksız tarımın çevreye olumlu etkilerini

İnsan sağlığı içinde düşünülen ürün son derece önemli.

Çünkü bu ürünü neredeyse hergün tüketiyoruz. Günlük aldığımız ürün portföyü içerisinde önemli bir yere sahip. Salçasından sandviçine salatasından mezesine dönerinden domates suyuna birçok ürün ile günlük beslenmemiz içerisinde yer bulabiliyor.

Dolayısı ile gıdadaki limit üstü zararlıların içeriğinde bulunan olası ağır metallerin insan vücunda birikmesi olasılığı mesela haftada bir tükettiğiniz molehiya veya fasulyeye oranla fazla.

Hemen şunu belirteyim bu birikme 3-5 günde olmuyor.3-5 yılda da olmuyor.

Yavaş yavaş oluyor ve aldığınız son dozla da bazen geri dönüşü imkansız hallere düşüyorsunuz.

Bu hayata takdir edilen yaştan daha önce veda etmenize neden oluyor.

Sonuç olarak baktığımızda ağır metaller küresel kirlilik faktörleri olarak insan ve tüm canlı yaşamında tehlike ve risk oluşturmaya devam ediyor. Maruz kalınan doz, genetik, kişinin bağışıklık direnci ve genel sağlık hali, yaş, beslenme düzeyi gibi faktörlere bağlı olarak insanlarda en başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara sebep oluyor.

Verdiğim örnekler somut olması ve ne demek istediğimi anlatması içindir. Bazen anlamakta güçlük çekiyoruz ve hasta olmayı bekliyoruz ya o yüzden.

Sonuç olarak, ağır metallerin ilk tüketicileri olarak bizler, büyük tehlike altındayız. Besin zincirinin en üst halkasında bulunarak; sürekli artış gösteren bu durumdan en çok etkilenen varlıklarız.

Ne yazık ki endokrin bozucu maddeleri vücudumuza almaktan kaçınmamız günümüz dünyasında mümkün olmasa da bu durum, ipleri tamamen bırakacağımız anlamına da gelmemeli.

İçtiğimiz sulara, yediğimiz yiyeceklere dikkat ederek maruz kaldığımız dozu azaltmaya çalışabiliriz. En önemlisi organik beslenmeye dikkat etmeli ve temiz havayla daha sık buluşmaya özen göstermeliyiz.

Neticede atalarımızın da dediği gibi her şeyin başı sağlık. Ötesi yok.

Ve Sağlığın bir yolu da işte bu Arılı domateslerden geçiyor.

«